Türkiye hükümeti, ana muhalefet liderinin, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun demokratik olmayan bir şekilde gözaltına alınmasına karşı sokağa çıkma çağrısı yapmasını eleştirdi. Ülke genelinde binlerce kişi protesto düzenledi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başlıca siyasi rakibi İmamoğlu, Çarşamba günü yolsuzluk ve terör örgütüne yardım suçlamalarıyla gözaltına alındı. Muhalefet bu hareketi “darbe girişimi” olarak kınadı. Bu durum ülke içinde gösterilere ve Avrupa liderlerinden gelen eleştirilere yol açtı.
Perşembe günü, bazı protestocular üniversiteler de dahil olmak üzere Ankara, İzmir ve İstanbul’da polisle çatıştı ve birçoğu 4 günlük toplantı yasağına rağmen İstanbul’daki belediye merkezinde toplandı. Yetkililer birkaç sokağı kapatan barikatlar kurarken ülke genelinde dağınık protestolar gerçekleşti.
Ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Özgür Özel, Perşembe günü İstanbul Büyükşehir Belediye binasında düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, muhalefetin eleştirilerini “tiyatro” ve “slogan” olarak nitelendiren Erdoğan’a yanıt vererek, Türklerin evde kalmayacağını söyledi.
“Ey Erdoğan, sen en çok sokaklardan korkuyorsun. Biz artık sokaklardayız, meydanlardayız. Korkmaya devam et,” dedi Özel.
“Siz seçtiklerimizi gözaltında tutarken biz evde oturmayacağız” diye ekledi.
“Sayın Tayyip, korkuyorsunuz ve ‘İnsanları sokağa mı çağırıyorsunuz? İnsanları meydanlara mı çağırıyorsunuz?’ diye soruyorsunuz. Evet. Bu meydanları veya sokakları ben doldurmadım, siz doldurdunuz.”
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Özel’in çağrısını eleştirerek, “sorumsuz” olduğunu söyledi.
Tunc, Perşembe günü gece yarısından sonra X’te “Protesto için toplanmak ve yürüyüş yapmak temel haklardır. Ancak devam eden bir yasal soruşturma nedeniyle sokağa çıkmak yasadışı ve kabul edilemez” dedi.
Tunç, hukuki sürece veya karara ilişkin cevabın mahkeme salonlarında verilmesi gerektiğini belirterek, sükunet çağrısında bulunarak, davanın “bağımsız ve tarafsız yargı” tarafından değerlendirildiğini söyledi.
Popüler iki dönemli belediye başkanı İmamoğlu’na karşı yapılan hamle, CHP’nin onu Pazar günü cumhurbaşkanı adayı olarak duyurmaya hazırlandığı sırada geldi ve muhalif figürlere yönelik aylarca süren ve seçim umutlarına zarar verme ve muhalefeti susturma yönündeki siyasallaştırılmış bir girişim olarak eleştirilen baskıyı sonlandırdı. Hükümet bunu reddediyor.
İmamoğlu’nun gözaltına alınmasından bu yana, destekçileri Özel ve CHP’den daha somut eylemler talep ediyordu. Özel, Perşembe günü Reuters’a CHP’nin gösteri yapacağını, ancak kamu düzenini bozmayacağını söyledi.
İmamoğlu’nun gözaltına alınmasından bu yana kaldıkları belediye binasından kendisini ve CHP’li yetkilileri uzaklaştırmaya yönelik olası her türlü girişime karşı koyacaklarını belirten Gül, kayyum atamasının adaletsiz olacağını ve direnişle karşılanacağını söyledi.
İmamoğlu’nun, Türkiye ve Batılı müttefikleri tarafından terör örgütü olarak kabul edilen PKK’ya yardım ettiği iddiasıyla açılan soruşturma kapsamında yasal olarak tutuklanması halinde, hükümetin atadığı bir isim İmamoğlu’nun yerine geçebilir.
Gözaltına alınması, İstanbul Üniversitesi’nin, onaylanması halinde cumhurbaşkanlığına adaylığını engelleyecek diplomasını iptal etmesinden bir gün sonra gerçekleşti.
Bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimi 2028’de yapılacak ancak Erdoğan daha önce başbakanlık yaptıktan sonra cumhurbaşkanı olarak iki dönemlik sınırına ulaştı. Tekrar aday olmak istiyorsa erken seçim çağrısı yapmalı veya anayasayı değiştirmeli. [Reuters]